Marquis de Sade izleğinde Yazmak Meselesi
Marquis de Sade izleğinde Yazmak Meselesi 17.10.2015 Yazının kendisinin gücünden söz ediyorum aslında. İçimizden çıkaramadığımızda bizde nasıl bir karabasan yarattığından bahsediyorum. Bazen elimiz ayağımız kesilir, en büyük fiilimiz sadece durmak ve izlemek olur. Bireysel acılardan kaynaklanmanın ötesine geçiyorsa hele bu durmak hali, toplumsal acılardan besleniyorsa, işte o ki en tehlikelisidir. Hiç durmamayı, inadına yürümeyi motto etsek de kendimize, acının boyutu durduruverir bazen insanı. Sanki ne yazsak, ne yapsak, ne konuşsak anlamsızmış gibi gelir. Anlamsızdır da aslında. Ölümün, şiddetin karşısında üç ya da beş cümle etmişiz, a ya da b olmuşuz, c’ler ve d’ler hakkında kitaplar yazmışız, ne önemi var ki deriz. Sokaklarda insanlar gündelik yaşantılarına devam ederken, bir coğrafyanın acılarını başka coğrafyalar dikkate almazken, hangi farkındalık yaratmaktan bahsediyoruz ki biz deriz. Bu ruh hali insanı kuşatıverir. Bizi yaşantının kendisine de yabancılaşmak gib