Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yozgat Blues'a Dair

Yozgat Blues'a Dair 14 Aralık 2013 (Eski blogtan) Yazıldı, çizildi çok çok. Oldukça çok hatta. Bir senarist için, bir yönetmen için oyuncular için ne büyük mutluluk elbette. Üretilen bir eserin hakkında yazılması,çizilmesi, eserin izlenmesi, paylaşılması, çoğaltılması. Önce izledim, sonra okudum hakkında yazılanları demeliyim aslında. Filme gitmeden önce beklentim Yozgat’a dair bir resmin içinde taşralılığın anlatılmasıydı. Ancak tabi her film ya da kitapta olduğu gibi eser sonrası hikaye de dönüşüyor, zihnimizdeki kurgular da değişiyor ve karakterler de değişyor ve dönüşüyor... İstanbul’da bir AVM’de söylenen şarkı, metropolde verilen bir hayat mücadelesinin küçük br temsili. Ancak bu temsiliyetler üzerinden okuyoruz filmi. O nedenle neyi resmettiğini, neye karşılık geldiğini yorumlamak gerekiyor. İmgeler üzerinden yorumlamak filmi. Yavuz, metropolde mutluluğu bulamamış bir karakter olarak karşımıza çıkar ancak bir yandan da orasının metropol olduğuna dair v

Hesse Üzerinden Yolculuklara Dair Bir İç Bakış Denemesi

Resim
Hesse Üzerinden Yolculuklara Dair Bir İç Bakış Denemesi Mavi Melek Edebiyat, Sayı: 41, Yayın tarihi: 13/10/2009 "Nürnberg'te Nürnberg Yolculuğu'nu Okuma Şaşkınlığı Üzerine 1 " H ani bir kitabın ayrı zamanı olur ve her kitap kendi zamanını yaratır: Kendi okunma zamanını. Yıllar önce başlayan Hesse yolculuğumun “Nürnberg'e Yolculuk” kısmının kendimce gecikmişliğine, kitapların kendi zamanını yaratma gücüne inandığımdan, kızamamıştım. Ne zaman gelmek isterlerse o zaman geliyorlardı ve ben onların zamanının kölesiydim. Onlar, benim takvimimden uygun tarihi seçiyorlar ve bu tarihi takvimime yapıştırıyorlardı. Bana sadece onlara uymak, oyunu onların kurallarına göre oynamak kalıyordu. Ve benim Hesse'ye uzanan Nürnberg yolculuğum, gerçek bir Nürnberg ziyareti sırasında olmuştu. Cebimde Hesse'yi keşfedişimin ilk eseri, yüce addettiğim Nermi Uygur'un, “Kitap-lık” dergisinde yayımlanan “ Bir Yaşama Dayanağıdır Hermann Hesse ” 2 adlı yazısı. Fotok

Çöplüğün Generali ve Ötesi

Resim
Mavi Melek Edebiyat, Sayı: 43, Yayın tarihi: 21/12/2009 Çöplüğün Generali ve Ötesi Üç sene önce Oya Baydar ODTÜ'ye bir söyleşiye geldiğinde, romanları hakkında yazılanları ve onun siyasi kimliğini biliyordum sadece. Henüz romanlarını okumamıştım. Yine de onu tanımak için gittiğim söyleşisinde on kişi kadar bir grup gördüğümde şaşırmıştım, o ise şaşırmadığını, genç bir okur kitlesi için iyi bir sayı olduğunu söylemiş, bizi buna ikna etmeye çalışmıştı. Üç sene sonra başka bir Oya Baydar söyleşisine, romanlarını okumuş, üzerinde düşünmüş ve hakkında yazılanlar hakkında fikir sahibi olarak yeniden gittiğimdeyse kendimce bir sorumluluğu yerine getirdiğimi düşünüyordum. Bu biraz da konuşulanın içine girebilmenin getirdiği o manevi paylaşım duygusunu hissettiren o ortaklık duygusundandı. Hep böyle mi olurdu? Sevdiğim yazarla buluşma öncesi, konuşulan konuyu bilmek duygusu, evet bunu yaşatırdı bana. Söyleşinin ana konusu: “Çöplüğün Generali üzerinden Toplumsal Bellek Yitimi:

Geçkin Düşler Defterinden

Resim
Mavi Melek Edebiyat , Sayı: 42, Yayın tarihi: 24/11/2009 Geçkin Düşler Defterinden Bir gürültü yansımalarıydı kulağıma doluşanlar. Sanki dünyanın bütün sesleri dibimde, etrafımda birleşmişler ve sesli bir bando korosuna ev sahipliği yapıyorlardı. Ben bu gürültünün ortasında kalakalmış, kendine ne tarafa kaçsam diye sorular soran bir zavallı, çaresiz mi çaresiz bir yolcuydum. Öyle ki yollardan keyif alan ve kalabalık gürültülerde yalnızlığımı bulduğumu düşünen ben, şimdi bu gürültülerin arasında hayatımda hiç duymadığım seslerin olabilme ihtimaline dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebeğin şaşkınlığına benzer bir şaşkınlıkla bakıyordum.  Böyle sesler olabileceğine ihtimal vermemiş olabilmeme şaşırıyordum. Ben, ihtiyar ben, yıllanmış ben, bir Süryani şarabının ekşi tadında yüzünü buruşturmayacak kıvama gelmiş ben, geçkin ben, sarhoşlukların şifresini bulduğunu düşünen, her türlü sarhoşlukla dalga geçme kıvamına gelmiş ben, şimdi hiç duymadığım karınca gürültülerinin arasında fel

Oyuncağın İzinde

Resim
Ankaralı Gezginler 3, Ankara’dan Gezi Yazıları, Timur Özkan (eds), Pelikan Yayıncılık, s.165-175, Haziran 2007 Işıl Bayraktar OYUNCAĞIN İZİNDE Bu yazı,   hayal gücümüzle başbaşa kaldığımız zamanlar yaratıp, oyuncakları bu zamanların baş kahramanı yapmak ve böylelikle yolumuzu Ankara’daki Oyuncak Müzesi’ne çevirmek adına kaleme alınmıştır... Düdüklü şeker. Tahta at. Çıngırak. Kukla. Kurmalı tren. Kurşun asker. Gemi - hep gemi. Boncuklar. Beşik. Bebek. Bebek evi. Kova, kum ve kürek üçlüsü. Kumbara. Palyaço. Fatoş bebek. Oyuncak şehirler. Ve oyuncak. Ve ötesi... Herkesin kendi dünyasıyla ilintili oyuncak. Dışarıdan kimse yok.   Sen ve oyuncak var. Birlik var oyuncakta. Oyuncakla insanın birliği. Komşu çocuğu işin içine girse bile kendi kendine yaratılan dünyalar ve yaratılan dünyanın baş kahramanı olmak var. Özgürlük var oyuncakta. Küçüksün ya da büyüksün. Sadece kendi yaşındasın ve oyuncak senin dilediğin yaşının arkadaşı. İstediğin   diyaloğu kur onunla. Tahta atına

Kadına Yönelik Şiddet, 14 Şubat ve Japonya'da kadın-erkek ilişkileri üzerine

Resim
Kadına Yönelik Şiddet, 14 Şubat ve Japonya’da kadın-erkek ilişkileri üzerine Doğrudan biribiriyle alakalı olmayan   ancak bir şekilde zihnimde içiçe geçmiş konular üzerine yazacağım bu sefer. Keza Japonya’ya ilişkin yazacaklarımın çıkış noktası kendi ülkemin ortasında işlenen bir cinayet. İnsanlığımdan utandığım bir olayın yaşandığı ülkemdeki görüntüler, Japonya’daki 14 Şubat algısına ve bunun arka planına götürdü beni. Her iki ülkedeki şiddet, perde arkasındaki ataerki ve kadın-erkek ilişkileri. Özgecan Aslan’ın öldürülmesinden bahsediyorum. Mersin’de, Çağ Üniversitesi’nde Psikoloji bölümü 1. Sınıf öğrencisi olan Özgecan Aslan, eve gitmek üzere arkadaşıyla minibüse biniyor. Arkadaşı minibüsten önce iniyor ve Özgecan yola devam ediyor. Sonrasını, önce bilmiyoruz. Ablasına mesaj atıyor yolda olduğunu söylemek için, “annem merak etmesin, 20.00’de Mersin’de olacağım” yazıyor. Söylediği saatte evde olmayınca annesi merak ediyor ve polise başvuruyorlar. Mersin-Adana-Tarsus arasın