Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kenzaburo Oe, Kişisel Bir Sorun

22.03.2015 Yazının kısaltılmış hali için: http://www.edebiyathaber.net/kenzaburo-oe-kisisel-bir-sorun-isil-bayraktar/ Kenzaburo Oe, Kişisel Bir Sorun Kenzaburo Oe,  Kişisel Bir Sorun kitabıyla 1994’te Nobel ödülünü alıyor, dilimize Hüseyin Can Erkin çevirmiş 2010’da. Kişisel Bir Sorun’u Oe’nin yayınları arasında öne çıkaran ve özel kılan yazarın yaşam öyküsünden esinlenmeler taşıması. Kendisine takılan isme yönelik duygularıyla, kitaptaki ana kahramanımız Bird’in, engelli bir çocuk sahibi olacağını öğrendiği anla, engelli çocuğunun doğumuna ve doğum sonrasına ilişkin düşüncelerine ve yaşamsal gel-gitlerine dayandırdığı hikayesiyle Kenzaburo Oe, kendi engelli çocuğunun doğumu öncesindeki düşünsel çalkantılarını paylaşır gibidir.  Kitaptaki düşünsel ve zamansal akışlar şu şekilde ilerler: Bird’in kendi gerçek hayatından kaçmak üzere sığındığı Afrika seyahati hayali ve Afrika seyahatine yönelik imgeler,  Afrika ile ilgili okuduğu kitaplar, “Afrika’da Gökyüzü” baş

Kyoto'da Bir Yazma Etkinliği / A Writing Event in Kyoto

Resim
Kyoto'da bir Yazma Etkinliği / A Writing Event in Kyoto  01.03.2015 Işıl Bayraktar  http://www.swet.jp/columns/article/event_report_walkn_write_in_kyoto_a_swet_event_with_rebecca_otowa/_C39 Event Report Walk ’n Write in Kyoto: A SWET Event with Rebecca Otowa March 1, 2015, Kyoto Excited to be part of a walking, writing, and sharing event led by Rebecca Otowa, author of At Home in Japan and My Awesome Japan Adventure , I was one of the eight people who gathered in the rain on March 1 in the shadow of the beautiful gate of Heian Shrine. Although we had prepared ourselves for a day among the trees, water lilies, and history of the shrine’s formal garden, the rain, with all its beauty and power, seemed to be telling us to come another day! The rain being rather heavy, we agreed on going to the Kyoto International Exhibition Hall (Miyakomesse), which is home to the Kyoto Museum of Traditional Crafts (Fureaikan). The museum features exhibits of 74 types of crafts i

Yasla Umut Arasına Sıkışmışlık: Yaşar Kemal

Yasla Umut Arasına Sıkışmışlık: Yaşar Kemal 02.03.2015 Yastayım, inanamıyorum. Dağlarıyla, tepeleriyle, ağalarıyla, ovalarıyla, Anadolusuyla büyüdüğüm, sonra yeniden yeniden büyüdüğüm, inandığım barışın, inandığım vicdanın yazarı, 92 yaşında gitti. Ebediyete. Lise öğretmenim, sevgili Sibel Uğur’a sunduğum bir dönem ödevimin adı “ebediyete uzanan edebi düşler” di. (Nasıl da unutmadıysam...) O yıllar, Yaşar Kemal’in ebediyetine inanılan ilk yıllar.   Her aklımı çelen yazarda bir ebedilik arayan ben, onda aramayı ilk kitabından sonra bırakmıştım. Ve ondan öğrenme, anlama, görme sürecim başlamıştı. Ne çok zaman, ne uzun yıllar, ne çok önce ilkler ve aslında ne çok ölümsüz. Bir yandan sadece onu yazmak, kitap notları aldığım eski defterlerimi bulmak, ona dair yazdıklarımı bulmak istiyorum, çok önceden, çok eskiden ve hatta çok çocukça ve çok amatörce olsa bile. Bir yandan ne söylesem, ne yazsam, ne düşünsem ona dair söylenenlerin, yazılanların da hiç yetmeyeceğini bilme hissimle birli

Boş-Luk

Resim
Boş-Luk 20.11.2008 Zaman ilerliyor. Tik-tak. Kulağında gonglar uçuşuyor. Din-dan-din-dan. Caddeden arabalar geçiyor. Hangisi daha gürültülü? Mekânsal ve zamansal kirlilik mi; içinden yükselen böceklerin oluşturduğu kirlilik mi? Kulağında bir sinek vızıldadı şimdi. Dışarıda bir kamyon, horultusuyla bakışları üzerine çevirdi. Etrafına baktı kahraman. Adı kahraman onun. Bir kedi, bir timsah ya da bir geyik. Nergis, erguvan ya da lale. Her nesne kahraman, hiçbir isim gerçek değil. Bütün insanlar maskeli. Maskelerin ardında maskeler var, otobüslerin içinde karabataklar. Bir kahkaha duydu kahraman, kafasını çevirdi, bir hayal gördü; bir grup mutlu insan rakılarını ona doğru kaldırıp, "şerefe" diyorlardı. Gerçek miydi bu? "Kim biliyor ki sanki?", dedi, kalemlerini yiyerek. Kahkahayla mutluluk ilişkisini düşündü çok kısa, anlamadığı dilde bir şey söyledi, mutlu kahkahanın sahibi -saçını atkuyruğu yapıp, kuyruğunu şapkanın arkasındaki boşluktan çıkaran- esmer kız. &q

Tünel

Resim
01.04.2009 Tünel Bir tünelin ucundayım. İçinden geçebilenleri bağrına basan bir tünel bu. Tünelin duvarlarında gözler var. Geçenlerin adımlarına bakıyor ve "hey sen" diyor, "sen daha kavrulmamışsın, tünelin ucuna geçemezsin." Gözler bağırıyor, sessiz çığlıklar atıyor ve sadece geçmeye çalışan duyabiliyor bu sesleri, ve sesler gözlerden çıkıyor. Gözler parıldamaya başlıyor. Kendimden önce geçebilenleri ve geçemeyenleri görüyorum. Geçemeyenler bana tuhaf geliyor. Geçmek istiyorum. Hava karanlık. Bembeyaz, apaydınlık bir dolunay var. Uzaklardan deniz sesi geliyor. Dalgalar kıyıya çarpıyor ve ben üşüyorum. Elimi yanaklarıma götürüyorum, tanıdık bir dokunuş yakalamaya çalışıyorum. Bu dokunuş, yürüyüşümü kolaylaştıracakmış gibi geliyor. Nitekim yakalıyorum. Kendi kendime gülümsüyorum. Gücüm var, gücüm var. Sırtımda bir ağrı var bir de. Bu yolculuğu yapıp yapamayacağıma emin değilim. Gözlere yakalanmadan tünelden geçersem neye ulaşacağımı biliyorum. Hayır, bilmi

Oradan da Geçti Kara Leylekler, Nezihe Meriç

27 Eylül 2012 Perşembe “Buralara alıştım gayri. Köyü istemem. Ben buraları seviyom…” İsmidal-Gül, Oradan da Geçti Kara Leylekler-Nezihe Meriç Nezihe Meriç’in 1980'lerde kaleme aldığını belirttiği, daha sonra unutup, 20 yıldan sonra rafların arasından çıkararak yayımlamaya karar verdiği kitap… Köyden kente göç edip de değişen, dönüşen bir kadının ünlü birine “abla çıkartma kocamı hapisten, ben çok değiştim” demesiyle, Meriç’in aklına düşen  ‘dönüşen kadınlığın’ hikayesi. İsmidal’ın, sonradan Gül’ün, biraz kocası Hüseyin’in de hikayesi. Kadınların dönüşümü çokça da erkeklerin yerinde saymasıyla görünür kılınmıyor mu? İşte bu görünür kılınmışlığın hikayesi İsmidal’ın hikayesi. Köyde kimsesizdir, evlenir,  kente yerleşirler kocasıyla. Köyden hemşerilerin olduğu, herkesin genellikle kapıcılık yaptığı büyük şehre gelirler. Eşi Hüseyin de kapıcılık yapmaya başlar, herkesin istekleri için koşmayı öğrenmiştir, başka türlü geçinemeyeceklerini düşünür. İsmidal ilk and