Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu: Stefan Zweig

Resim
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu: Stefan Zweig Stefan Zweig’in yazdığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Nisan 2015’te Doğu Batı Yayınları’ndan  Gülperi Sert’in çevirisyile yeniden basıldı.  Sert, kitabın  yeni basımı için hazırladığı önsözüyle Zweig ve yazını, düşünceleri, yaşam biçimi hakkında verdiği bilgilerle okuru Zweig’in dünyasına hazırlıyor : Yirmili ve otuzlu yıllarda Alman dilinin en çok okunan yazarları arasında olan Zweig’in, şiirler, sanat ve kültür yazıları, çeviriler, meslekteşlarının yapıtlara önsözler, çeviriler, öyküler, biyografiler, monografiler, denemeler, tiyatro oyunları, söylenceler, bir bitmiş bir de tamamlanmamış roman ve bir de libretto dan başka sayısı 20.000 ile 30.000’i bulan mektubu var. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu en tanınmış novellalarından. Bu mektup, çocukluğundan beri aşık olduğu bir adama, kadın tarafından yazılan ve bu aşkın hikayesinin anlatıldığı bir mektuptur. Mektubun akışında, bir yandan kadının hayatındaki dönüşümleri, bir yand

Tutku ve Saplantılarla Yüzleşmenin Hikayesi: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Resim
Tutku ve Saplantılarla Yüzleşmenin Hikayesi: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Stephan Zweig’in İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Mart 2015’te çıkan Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat adlı kitabı, altmış yedi yaşındaki bir kadının  hayatında kimseye anlatamadığı ve unutamadığı 24 saatinin, ertelenmiş bir itirafın ve insana ait tutkuların ve saplantıların hikayesidir. Bir yandan, bir kadın hikayesinde dile gelen ahlak ve suç algısının, arzunun iyi ve kötüyle ilişkisinin sorgusunun hikayesidir.  Bir kadını itirafa götüren şey bir başka kadının kendisinin yıllar önce yapmayı düşündüğünü gerçekleştirmesidir: Fransız Rivierası’nda küçük bir pansiyonda kalan bir grubun arasında evli ve düzenli bir hayatı olan bir kadın pansiyonda tanıştığı yakışıklı bir Fransız gençle geçirdiği bir kaç saat sonrasında kaçmıştır. Bu olay sonrasında bütün pansiyon kadının ahlak düzeyini, yani ahlaksızlığını, edepsizliğini konuşurken sadece bir kişi bir kadının cesaretle arzusunun peşinden k

Marquis de Sade izleğinde Yazmak Meselesi

Resim
Marquis de Sade izleğinde Yazmak Meselesi  17.10.2015 Yazının kendisinin gücünden söz ediyorum aslında. İçimizden çıkaramadığımızda bizde nasıl bir karabasan yarattığından bahsediyorum. Bazen elimiz ayağımız kesilir, en büyük fiilimiz sadece durmak ve izlemek olur. Bireysel acılardan kaynaklanmanın ötesine geçiyorsa hele bu durmak hali, toplumsal acılardan besleniyorsa, işte o ki en tehlikelisidir. Hiç durmamayı, inadına yürümeyi motto etsek de kendimize, acının boyutu durduruverir bazen insanı. Sanki ne yazsak, ne yapsak, ne konuşsak anlamsızmış gibi gelir. Anlamsızdır da aslında. Ölümün, şiddetin karşısında üç ya da beş cümle etmişiz, a ya da b olmuşuz, c’ler ve d’ler hakkında kitaplar yazmışız, ne önemi var ki deriz. Sokaklarda insanlar gündelik yaşantılarına devam ederken, bir coğrafyanın acılarını başka coğrafyalar dikkate almazken, hangi farkındalık yaratmaktan bahsediyoruz ki biz deriz. Bu ruh hali insanı kuşatıverir. Bizi yaşantının kendisine de yabancılaşmak gib

Cinselliğin Yaşsızlığının, Cinsellikle Gelen Dirilişlerin Kitabı: Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi, Cuniçiro Tanizaki

Resim
27.09.2015 Cinselliğin yaşsızlığının, cinsellikle gelen dirilişlerin kitabı: Cuniciro Tanizaki, Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi Bireyin bedeninin acılarıyla, bedeninin arzuları ne zaman çelişir, ne zaman çakışır? Yaşlılıkta cinsel arzular ne kadar açığa çıkar ve ne kadar görmezden gelinir? Cinselliğin çekiciliği ve yaşlılığa yönelik hisler arasındaki  ilişki nasıl dengelenir? Eserlerinde yaşlı cinselliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan Tanizaki’nin kitabı Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi ’nde dile gelen 77 yaşındaki emekli Utsugi’nin gelinine yönelik hisleri, bu soruların cevapları arasında gezdiriyor okuru. Utsugi’nin dilindeki kelimelerle,  okur, Utsugi’nin yaşlı dünyasının içinde yaşadığı cinsel şölenlere ortak oluyor. Eşi, oğlu ve gelini Satsuko ile yaşayan Utsugi, izlediği Japon tiyatrosu Kabuki’den sonra kadın kılığına giren erkeklerin ilgisini çektiğini fark eder, eşçinsel eğilimleri olmadığını söyler ve kadın kıyafetlerinin onu cezbettiğini fark edişi böyle ba

Cuniçiro Tanizaki, Anahtar

Resim
Japon Edebiyatı Yazıları  Cuniciro Tanizaki, Anahtar Hangi anahtar bir ilişkideki bütün dinamiklerin kapısını açar? Defterlerimizde biriktirdiğimiz kelimelerimiz cinsel dürtülerimizi, duygularımızı, bastırmışlıklarımızı, ortaya çıkarmak istediklerimizi bütün çıplaklığıyla yansıtabilir mi? Anahtar,  cinsel arzuları, fantezileri, düşleri ve hezeyanları defterlere sakladıkları kelimelerle,  birbirlerinden saklı tuttukları günlükleri üzerinden dillendiren evli bir kadınla bir erkeğin öyküsü. Ikuko geleneklerine  bağlılıkla ünlü Kyoto’da büyümüş, eski değerlerden kopmamışlığını ilişkisine yansıtan 45 yaşında bir kadın, kocası ise Ikuko’nun benliğinde ve vücudunda kendisinden sakladığı ne varsa,  onları ortaya çıkarmanın tutkusuyla yanıp tutuşan 56 yaşında bir erkektir. Ikuko’nun kocası yaşamı boyunca günlük tutmuştur, ancak o sene günlüklerinin akışını değiştirmeye karar vermiştir; artık karısıyla ilişkisindeki en mahrem noktaları yazacak, salt yaşanmış bir cinselliğe değ

Haruki Murakami, Uyku

Resim
12.09.2015 Japon Edebiyatı Yazıları UYKU, Haruki Murakami Gerçeklik içinde ve ötesinde uyuyamama hali üzerine Not: Yazımın kısaltılmış hali edebiyathaberde yayınlanmıştır: http://www.edebiyathaber.net/murakaminin-uykusu-ya-da-gerceklik-icinde-ve-otesinde-uyuyama-hali-isil-bayraktar/ Japonya’daki uykusuz gecelerimin ortasında Murakami’nin UYKU isimli öyküsünün Türkçe’ye çevrildiği haberlerini  okumamla, İstanbul’a ayak bastıktan sonra UYKU’yu başka bir uykusuz gecede bir solukta bitirmem arasında oldukça kısa bir zaman var. UYKU , dilimize Hüseyin Can Erkin tarafından kazandırılan, Doğan Kitap tarafından basılan Haruki Murakami’nin son kitabı. Murakami, uyuyamama halinin bilinç altı izdüşümlerini okura yansıtırken, bir yandan da uyuyamama halinin gündelik hayatta yaşattığı değişimlerin peşinden koşturuyor okuru. Uyumayı reddeden bir bilinçle, uyumamayı kabullenmiş bir bedenin birbirine uyum sağlama çabasının etrafında şekillenen, aile yaşantısıyla, uykusuzlu

Uzak Ülkelerin Kadınları

Resim
Endonezya- Bali Notları “Very chiip” bir masaj öyküsü, Kuta Beach, Bali, Endonezya, August 2015 Masajcı teyzeden özür diliyorum. Endonezya şapkası, türlü türlü bilezikleri, güneşten yanmış teni, beline bağladığı şala benzer  rengarenk örtüleri, dişlerinin apaçık göründüğü kocaman gülümsemesi ve “mesajj, mesajj, very chiiip”, diyen kırık ingilizcesiyle Bali’ye dair hafızama kazınan masajcı kadınlar görüntülerinin arasından, “istemiyorum, şu anda yanımda para yok, ödeyemem ki ama” deyişlerime aldırmayıp, ayaklarımı avuçlarının arasına alıveren ve benim yüzümde biten kocaman gülümsemeyi “evet” anlamında yorumlayarak belindeki şalımsı örtünün arasından çıkardığı kirli görüntülü masaj yağını ayaklarıma sürmeye başlayan o masajcı teyzeden özür diliyorum. Yanımda para yoktu, kumsaldaydım. Bali’deki Kuta Beach’in sörf yapmak için uygun olduğunu, yüzmek için çok da uygun olmadığını gidince anlayacaktım. Bir ihtimal yüzebilirim düşüncesiyle cüzdan götürmemiştim sahile. Sadece

Kyoto'ya Geri Dönüş: Bir Şehir Nasıl Özlenir?

Resim
Kyoto'ya Geri Dönüş: Bir Şehir Nasıl Özlenir? Döndüm. Kyoto'ya, sevdiğim şehre geri döndüm. Seyahatim sırasında en azından bir kaç kez daha yazabileceğimi düşünmüştüm bloga, ancak bunun çok da mümkün olmadığını bir kaç gün geçtikten sonra anlamıştım. Hareket halindeyken ancak notlar alabildiğimi ve zihnimi düzenlemek için çok da zamanım olmadığını fark etmiştim, bölük pörçük notlarımı da paylaşmaya gerek yoktu elbette, illa ki yazacağım sonra dediğimden.  İki haftalık gezime kaldığım yerden devam etmeden önce dönüşümün bende yarattığı hisleri yazmam gerekiyor. Belki de başka coğrafyalara uzanmama bile gerek yok, başka coğrafyaları yazmama da, sonsuza kadar Kyoto'yu yazabilirim, hep Kyoto'yu anlatabilirim, kendisi bitmeyen, tükenmeyen, enerjisini içinde yaşatan ve kendinden bulan, dingin bir coşkunluğa sahip olan bir şehir çünkü. Aşık olduğum şehir.                               Seyahatim sırasında aralıklarla karşıma çıkan kaotik ülke manzaraları