Uzak Ülkelerin Kadınları



Endonezya- Bali Notları

“Very chiip” bir masaj öyküsü, Kuta Beach, Bali, Endonezya, August 2015

Masajcı teyzeden özür diliyorum.

Endonezya şapkası, türlü türlü bilezikleri, güneşten yanmış teni, beline bağladığı şala benzer  rengarenk örtüleri, dişlerinin apaçık göründüğü kocaman gülümsemesi ve “mesajj, mesajj, very chiiip”, diyen kırık ingilizcesiyle Bali’ye dair hafızama kazınan masajcı kadınlar görüntülerinin arasından, “istemiyorum, şu anda yanımda para yok, ödeyemem ki ama” deyişlerime aldırmayıp, ayaklarımı avuçlarının arasına alıveren ve benim yüzümde biten kocaman gülümsemeyi “evet” anlamında yorumlayarak belindeki şalımsı örtünün arasından çıkardığı kirli görüntülü masaj yağını ayaklarıma sürmeye başlayan o masajcı teyzeden özür diliyorum.

Yanımda para yoktu, kumsaldaydım. Bali’deki Kuta Beach’in sörf yapmak için uygun olduğunu, yüzmek için çok da uygun olmadığını gidince anlayacaktım. Bir ihtimal yüzebilirim düşüncesiyle cüzdan götürmemiştim sahile. Sadece havlu, bir kitap, bir not defteri ve bir kalemin olduğu bir çanta götürmüştüm. Sahil sörf yapmak üzere gelenlerle doluydu, rüzgarın ya da dalganın uygun olup olmadığına aldırmadan kendilerini dalgaların arasına bırakıveren bir kocaman insan kalabalığı. 

                                   
                                           Her yerde sörf kursları, sörf görüntüleri 

                                    

                                                                     Kuta Beach 

Sörf yapmaya zorlanabilirdiniz de Kuta sahilde yürürken, çünkü 3 metrede bir sahile kurulmuş çadırlarının altında olası müşterilerini bekleyen, anında sörf dersi verebilecek kişiler sizi durduruyor, sörf dersi almak isteyip istemediğinizi soruyordu. Onları atlattıktan sonra uygun  bir yer bulup  sakince oturabileceğinizi düşündüğünüzde ise çok geçmeden yanıldığınızı anlıyordunuz zaten yanınıza yaklaşan masajcı kadınların “mesajj” sesleriyle. Üç sesi atlatabilmiştim, yanımda para olmadığını söyleyince. Ancak o sarı şapkalı kadın, o koca gülümsemeli ve bir yabancı kadına en çok güveneni, yine de yaklaşmıştı yanıma. Önce “çantan var kız, vardır içinde para”, dedi kırık ingilizcesiyle. “Yok vallahi” dedim, çantamın içini gösterdim. Çünkü yanımda gerçekten para olsa bu kadar ısrara dayanamayacak, oracıkta masaj yaptırmaya gönüllü olacaktım. Yan tarafımda uzanmakta olan bir çift de bu ısrarlara daha fazla dayanamamış., yanyana uzanmış masaj yaptırırken meraklı gözlerle neye karar vereceğimi  anlamaya çalışıyorlardı. Ben gerçekten param olmadığına ikna etmeye çalışırken onu, o da benim pazarlık yapmak için böyle yaptığımı düşünmüş olacak ki, “fiyatta indirim yaparım, gerçekten very chiip”, li cümleler kuruyordu. “Ne kadar” dedim, sonra ben de, sevindi. Gözleri parladı. Yaptırmayı kabul ettiğimi düşündüğünü anladım bu seviniş belirtilerinden.

                                  
                                                                    Kuta Beach 

5 dolar dedi, ama dışarda da 5 dolar dedim. Ne kadar fenayım. Ama gerçekten de öyleydi, sonra bir iki kere olmaz daha aza dedi, ayaklarıma uzanmıştı bile o arada ama. Daha aza olursa yarım bacak olur dedi bir iki saniye sonra, tamam dedim. Yarım ya da tam o sırada masajın derdinde değildim de, bu yanıma kadar gelip beni masaja ikna etmeye çalışan yaşlı kadının gönlünü yapma derdindeydim. Dışarda gölgede oturup, ancak önlerinden bir turist geçtiğinde “mesajj mesajj, Bali mesajjj” diye bağıran o genç kadınlarla, kumsalda, sıcağın bağrında, güneşlenen kadın ya da erkek kimseyi ayırmadan herkese teker teker gidip, “masaj yapayım mı sana?” diye soran bu yaşlı, hem de çok yaşlı kadının arasında kesinlikle çok büyük bir fark vardı. Bali’de Bali masajı yaptıracaksam kesinlikle masajının peşinden koşan bu yaşlı kadınlardan birine yaptırmalıydım, görece lüks masaj salonlarındaki  görece lüks masaj koltuklarında değil.

                                   
                                                                 Kuta Beach    

 O masaj yağıyla donattığı ellerini, ayaklarımın bilumum hücrelerinde gezdirirken, ben ne zaman hostele dönüp para alıp ona getirebileceğimi düşünüyordum.  Çünkü saat 12.00’de Ubud’a dolmuşum kalkıyordu ve o sırada saat 11’i 20 geçiyordu. Hostele 10 dakikada yürüyordum ancak dolmuşa kadar da yürümem gerekiyordu, hesaplıyordum, asla o sırada yetiştiremeyecektim hem hostele dönüp para alıp, masajcı teyzemi sahilde bulup, elimde valizle tekrar dolmuşa yollanmayı. Zaten onun tekrar buluşacağımıza inancına da hayran kalmıştım, masaj bittiğinde ben, “nasıl bulacağım ama seni” diye panikle sorduğumda, yine gülümsemiş, “ben buralardayım kız, işte şuralarda olurum”, diye diğer masajcı kadınlarla, mısırcı, bilezikçi, şapkacı, meyve sucu, şalcı, bilimum satıcıyla dolu olan plajın bir bölümüne şöyle kafasıyla işaret etmişti, kumların arasında grubunun arasına doğru yollanırken. Tamam dedim, bulacağım seni. Ama bugün olmayabilir, öbür günler de olsa bulmaya çalışacağım. Onu bulacağımdan benden daha emin gibi bir yürüyüşle geçti gitti sonra önümden. Bense o sırada, kumsalın girişinden yaklaşık 15 dakika yürüyerek geldiğim bu noktayı nasıl bulacağımı, bu kadar masajcı kadının ve kalabalık br satıcı güruhunun arasından onu nasıl tanıyacağımı, onu bulamazsam bir daha hiç bir turiste belki de bu bönkörlüğü göstermeyeceğini düşünüyordum. Meyve suyu satıcısının şemsiyesinin markasını, satıcıların arkasındaki tuvaleti, plajdan görünen sokaktaki bir iki restoranın adını not defterime yazarak  hızlı adımlarla hostelime yollandım. Valizimi hızla toplayıp Ubud dolmuşuna ancak yetiştim.

Sonra ne mi oldu?

Ubud’da şahane iki gün geçirdim. Sıra Kyoto’ya dönme zamanıydı, Kansai International Airport’a uçağım kalkacaktı o gün. Kuta, Bali'deki  Rgurah Rai havaalanına daha yakındı ve Bali’de ulaşım sadece taksi, motosiklet ya da tur araçlarıyla sağlandığından taksi, havalanına gitmek için tek seçenek gibi duruyordu. Ancak Ubud’dan havaalanına taksi fiyatlarının çok pahalı olduğunu gelmeden öğrenmiştim. En mantıklısı Ubud’dan Kuta’ya cüzi bir miktarda olan dolmuşla gelmek, Kuta’dan havaalanına ise taksiyle gitmekti. Böyle plan yaptığım için Ubud’dan Kuta’ya geleceğimden yüzde yüze yakın emindim. Ta ki bir olasılığı daha Ubud’da öğrenene kadar... Ubud’dan da dolmuşla doğrudan havaalanına geçiliyordu! Ve de aynı fiyata! Yani havalanına 40 km civarı olan Ubud’dan da, 10 km’den az  olan Kuta’dan da havaalanına gitmek için aynı ücreti ödüyordunuz. Yani Kuta’da inmeye, valizimi nereye bırakacağım diye düşünmeye ve de ekstradan havaalanına taksi tutmaya gerek yoktu. O arada düşündüğüm tek şey masajcı teyzenin 3-4 dolara tekabül eden Endonezya Rupiahıydı. 

Ben, o sahile dönemedim. 

Bir daha gelsem onu bulur muyum? Tanır mıyım? Ellerindeki kırışıklıklardan, kafasındaki şapkadan, açık ağzındaki dişlerinden, yüzündeki ince gülümsemeden ayırt edebilir miyim onu diğer masajcı kadınlardan? Bana “neden gelmedin, geleceğini düşünmüştüm, güvenilir birine benziyordun”, der miydi?

Bilmiyorum.

Ben Bali’deki o masajcı teyzeden özür diliyorum. Gözlerindeki parıltıdan da özür diliyorum bu parıltının karşılığını veremediğim için.

Rica etsem, yolu Bali’ye düşen birileri Kuta sahiline uğrayıp, ordaki en yaşlı teyzeye masaj yaptırıp, ücretini masajcı teyzenin kırışmış ellerine benim özrümü ekleyerek verir mi? Ellerine baktığında sadece parayı değil, özrümü de görür böylece.

Yok yok.. Ya da benim yaptığım gibi yanınızda para olmasın önce, ama sonra mutlaka mutlaka gidip ödeyin masajın parasını, turistlere olan güvenini geri kazanır belki ben yıktıysam o güveni.

Masajcı teyzeye....











                                               Tekrar geleceğim ve seni bulacağım.





Yorumlar

  1. Öykü tamamdır, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Ama sen ne yazsam "tamam bu olsun" diyorsun. ben çok bi gönlümden kopan bir kyoto yazısıyla katkı versem diyordum. gene konuşalım bunu olur mu diğer yazılar toparlanıncaya kadar.

    YanıtlaSil
  3. O kadar güzel yazıyorsun ki hepsi olur...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadına Yönelik Şiddet, 14 Şubat ve Japonya'da kadın-erkek ilişkileri üzerine

Kenzaburo Oe, Kişisel Bir Sorun

Fuji Gölleri ve Fuji Dağı'na Tırmanış