Cinselliğin Yaşsızlığının, Cinsellikle Gelen Dirilişlerin Kitabı: Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi, Cuniçiro Tanizaki
27.09.2015
Cinselliğin yaşsızlığının,
cinsellikle gelen dirilişlerin kitabı:
Cuniciro Tanizaki, Çılgın Bir
İhtiyarın Güncesi
Bireyin bedeninin acılarıyla, bedeninin arzuları ne
zaman çelişir, ne zaman çakışır? Yaşlılıkta cinsel arzular ne kadar açığa çıkar
ve ne kadar görmezden gelinir? Cinselliğin çekiciliği ve yaşlılığa yönelik
hisler arasındaki ilişki nasıl
dengelenir?
Eserlerinde
yaşlı cinselliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan Tanizaki’nin kitabı Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi’nde dile gelen 77 yaşındaki emekli Utsugi’nin
gelinine yönelik hisleri, bu soruların cevapları arasında gezdiriyor okuru.
Utsugi’nin dilindeki kelimelerle, okur,
Utsugi’nin yaşlı dünyasının içinde yaşadığı cinsel şölenlere ortak oluyor.
Eşi, oğlu ve
gelini Satsuko ile yaşayan Utsugi, izlediği Japon tiyatrosu Kabuki’den sonra
kadın kılığına giren erkeklerin ilgisini çektiğini fark eder, eşçinsel eğilimleri
olmadığını söyler ve kadın kıyafetlerinin onu cezbettiğini fark edişi böyle
başlar. Cinsel yaşamına yönelik sorgulamalarının ilk hikayesidir bu. Bir süre
sonra gelinine ilgili duyduğunu fark eder. Satsuko’nun onunla kurduğu ilişkideki
davranışlarından anlamlar çıkarmaya çalışır. Satsuko’nun yürüyüşü, kendisine
verdiği yemek artıkları, konuşma biçimi, her şeyi Utsugi’nin cinsel uyanışını
çağırır. Utsugi hastalıklarının ve cinsel saplantılarının güncesini
tutmaktadır, bunlar içiçe geçmekte, ölüme yaklaşan bedeninin sancılarıyla
cinsel sancıları arasında ruhu ve bedeni birbirleriyle kapışmaktadır.
Hastalıklarının ciddiyetini fark etse de,
bunların varlığının karşı cinse ilgi duymasına engel olmadığını, her
türlü dolaylı ve çarpık yoldan cinsel uyarılmaların hoşuna gittiğini dile
getirir.
Yaşlılığının
bedenini nasıl çirkinleştirdiğini bütün detaylarıyla tasvir ederken, ilgili
gösterdiği kadının tepkileriyle kendisine karşılık verdiğini de anlamaya
başlar. Üstelik, bunun kendisine yönelik değil, ona gösterdiği ilgiye yönelik
bir tepki olduğunun da farkındadır. Ancak bu sürece dahil olabilmek bile, yaşlı
ve yorgun bedenini uyandırır ve bundan müthiş bir zevk alır.
Satsuko’nun
oğluyla ilişkisindeki eski heyecanın kalmadığını düşünürken, Satsuko’nun
geçmişine dalar; eskiden bir şarkıcı olduğunu hatırlar, ve bir gün dans edip
edemediğini sorar. O noktada Satsuko ve Utsugi arasında ikisinin de kendilerine
ait nedenlerle devamını getireceği tensel
bir yakınlaşma başlar. Utsugi, Satsuko’nun çıplak ayaklarına dokunur, her
parmağını tek tek avuçlar.
Utsugi,
ağrılarıyla yüzleşirken cinsel uyarılmalarıyla da yüzleşir:
“Garip, ama ağrılarım olduğu zaman cinsel
uyarılmalarım da oluyor. Belki de özellikle ağrılarımla birlikte. Bana acı
veren kadınları daha çekici bulduğumu söyleyebilir miyim? Mazoşist bir eğilim
diyebilirsiniz. Her zaman öyle değildi, ama yaşlandıkça başladı.”
Yaşlılığında
keşfettiği bu eğilimine yönelik hislerini, Satsuko’nun hainliğiyle,
yalancılığıyla, geçimsizliği ve kötü oluşuyla birleştirdiğinde geldiği nokta
Satsuko’ya duyduğu yoğun cinsel tutkudur. Kötülük, yaşlılığının bedensel
acılarını azdırırken, içindeki cinsel arzuları da yoğunlaştırmakta, Satsuko’nun
gaddarlığını cinsel gücünün bir parçası olarak görmesine neden olmaktadır.
Bakıma
ihtiyaç duyan Utsugi, karısı ve hasta bakıcının meşgul olduğu zamanlarda
Satsuko’nun kendisine bakmasını ister. Satsuko, “Baba” diye seslendiği
Utsugi’yi yıkar, giydirir, yatağına taşır, ilacını verir. Tüm bunlar Utsugi
için cinsel törenlerdir. Satsuko’nun en küçük bir davranışından anlamlar
çıkarmaya çalışan Utsugi, bu anlamları Satsuko’nun dilinde ve cilvesinde yakaladığında
ise sınırlarını zorlamaya çekinmez. Utsugi’nin bu açıklığı, sınırlarının
Satsuko tarafından çizildiği cinsel oyunlarının kapısını açar.
Birlikte
çıkılan yürüyüşler, cinsel içerikli sohbetler, duş buluşmalarıyla, prostat,
yüksek tansiyon ve ağrıların hepsi içiçe yaşanmaya başlar. Utsugi, yaşlılığın
tüm hezeyanlarını, cinsel uyanışının sancılarıyla birlikte yaşamakta, uyanan
cinselliğini Satsuko’nun teniyle beslediğinde ölüme bir nebze daha yaklaşacak
kadar acı çekmektedir. Heyecanı, acısı, sancısı ve tutkusunu bir arada
yaşamakta, cinselliğe duyduğu arzunun getirdiği bu karmaşayı durdurmayı asla
istememektedir. Satsuko “boyun cilvesi” adını taktığı oyunu Utsugi’ye
sunduğunda devamlı bir cilveleşmenin bedeli olduğunu söyler; Satsuko pahalı bir
yüzük karşılığında Utsugi her istediğinde boynundan cilveleşmeyi kabul
edecektir. Utsugi ise cinsel arzularıyla Satsuko’nun bedenini birleştirmek
mutluluğunu keşfetmiştir, bu keşfi daimi kılmak için her şeyi yapmaya hazırdır.
Bir yandan
Satsuko günden güne güçlenmekte ve pek çok konuda Satsuko’nun sözü geçmeye
başlamaktadır, çünkü evin en yaşlısı Utsugi her konuda ona danışmakta ve güç
dengelerini onun yönetmesine izin vermektedir.
Utsugi’nin
ağrıları ve acıları artmaya başladığında, bu acıları Satsuko’yo duyduğu
tutkuyla daha da çoğaltmak, bedeninin ağrılarını, cinselliğinden kaynaklanan
ağrılara dönüştürmek için Satsuko’nun karşısında çocuklaşmış, her an, her
saniye ona ihtiyaç duyduğunu çekinmeden göstermeye başlamıştır. Israrcılığıyla çıldırmışlık
noktasına gelmekte, Satsuko’yu “Satsu” diye çağırmaya başlamakta ve bundan haz
duymaktadır.
Ruhunun,
bedeninin, zihninin her zerresinde Satsu sayıklamaları barındıran Utsugi, bir
Kyoto gezisinde, tapınakların arasında dolaşırken mezar taşını nasıl
yaptıracağına karar verme aşamasında da planlarına Satsuko’yu dahil eder: mezar
taşına Satsuko’nun yüzünü ve gövdesini yaptırmak istemektedir. Şimdi sadece
ölümden sonrasında bile Satsuko ile olmanın yollarını düşlemektedir.
Tanizaki, Çılgın
Bir
İhtiyarın Güncesi’nde, yaşlı bir adamın dilinden cinselliğin yaşsızlığının
ve cinsellikle gelen dirilişleri anlatır. Yaşlılıkta cinsellik algısını,
cinselliğin yarattığı sanrıları, hezeyanları, Satsuko’nun oyunlarını
anlatırken, bir yandan Japonya’da zaman içinde değişen güzellik algısı
hakkında, dönemin Tokyo’su hakkında bilgi verir, okuru Kyoto’da tapınaklar
arasında dolaştırır ve Japon kültürüne dair izlerin peşinden Japonya’nın çok
içinden bir anlatı sunar okura. Tanizaki, yazdığı notların diliyle her tür
cinsellik tabusunu yıkan, yerine sıradışı cinsellikler koyan Çılgın
Bir İhtiyarın Güncesi’nde,
okuru bu sıradışı cinselliklerle cesurca yüzleştirir. Bu yüzleşme Utsugi’nin çığlıklarında dile
gelir:
“Buda’nın ayak izi taşını senin ayaklarından yaptırmak
istiyorum Satsu. Öldüğüm zaman küllerim o taşın altına konacak. O da benim
nirvanam olacak.”
Yorumlar
Yorum Gönder